22 Mart 2014 Cumartesi

Bir Hint Filmi:Sende Rabbimi Gördüm

Hint filmlerini bitmek bilmeyen dans sahnelerine, klişeleşmiş konularına ve tahmin edilebilir sonlarına rağmen seviyorum. 

Filmin orjinal adı "Rab ne bana di Jodi". Bu çifti Tanrı birleştirdi demekmiş. Türü romantik komedi. 2008 yapımı.

Çok güldüğüm, çok hüzünlendiğim ve beğendiğim bir film oldu. Çok farklı bir konuyu işlemese de insanın içine işleyen bir film.

Konusundan kısaca bahsetmek istiyorum, izlemek isteyenler bu kısmı atlayabilirler. Surinder,  eski bir öğretmeninin kızına -Taani- görür görmez aşık olur. Taani nişanlıdır ancak düğün arifesi nişanlısı bir trafik kazasında hayatını kaybeder. Kızın babası bu üzüntüyle yatağa düşer ve ölmek üzereyken kızını çok güvendiği öğrencisi Surinder'e emanet eder.  Taani babasının vasiyetini yerine getirerek Surinder ile evlenir ancak onu sevmemektedir. Genç kızın aşkını kazanmak isteyen Surinder ise kılık değiştirirerek kızın dans kursundaki partneri olur. Peki filmin sonunda Taani kimi seçecektir? Kendisini karşılıksız seven kocası Surinder'i mi, yoksa deli dolu dans partnerini mi?

Yazıyı filmde sıkça duyacağınız bir veda cümlesiyle bitirmek istiyorum: Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, yine karşılaşırız zamanı gelince...

20 Mart 2014 Perşembe

İlk Mim'im mi Ne?

Merhabalar,

Hergün yazabilen bir blogger değilim ne yazık ki. Bu yüzden az olsa da düzenli olsun diye düşündüm ve her haftasonu bir veya iki yazı paylaşmaya karar verdim. Şimdilik.

Ama mimlendiğimi görünce yazmaya karar verdim. İlk kez mimleniyorum. Bu sebeple heyecanlıyım. Teşekkürler deeptone...

1. Neden "blog adın" bu?

Bilmem. Basit ve akılda kalabilir bir ad olsun istedim. Nedense bu konuda kararsızlıklar yaşıyorum. Belki yine yeniden değiştiririm. İçerik konusunda da sallantılı gördüğünüz gibi. İçimden ne gelirse onu yazıyorum.


2. Hayat felsefeni belirleyen söz nedir?

İnsani ilişkilerimin yüzde yüzünde değil belki ama yüzde doksanında babamın bana telkin ettiği bir felsefeye göre hareket etmeye çalışırım: "Sen (insanlara karşı) iyi ol, herkes (sana karşı)iyi olur."

3. Kendimle ilgili 3'ü doğru 4 şey nedir? (hangisi yalan, okuyan buluyor)

a) Kitap okumayı çok severim.
b) Çok çalışkan bir bloggerım:))
c) Öykü, deneme gibi edebi denemelerim vardır.
d) Yeni yemek tarifleri denemeye bayılırım.

Ben de renkli hayaller ve  Libyliby'i mimledim.

Hoşçakalın.

15 Mart 2014 Cumartesi

50 Beauty Products To Buy Before You Die

Merhabalar,
 
Allure dergisinin ölmeden önce alınacak  50 güzellik ürünü konulu listesinin linkini paylaşmak istedim sizlerle.
Amaaaa.
Öncelikle dikkat çekmem gereken birkaç husus var:
 
Benim için - kişisel temizlik/hijyen ürünleri dışında - hiç bir kozmetik ürünü "mutlaka alınması gereken " bir ürün değildir.
 
Çok fazla makyaj yapan ve çok fazla kozmetik alışverişi yapan biri kesinlikle değilim. Alışverişlerimi ihtiyaçlarım doğrultusunda yapmaya çalışıyorum. Elimde memnun olduğum bir ürün varsa (Mesela siyah bir eyeliner) ikincisini almamaya özen gösteriyorum. Farklı markalar deneme hevesimi mevcutlar bitene kadar ertelemeye çalışıyorum.  Benim de bu dediklerime aykırı davranışlarım hiç mi olmuyor? Elbette oluyor. Ama bunu alışkanlık haline getirmemeye ve kendimi kaptırmamaya çalışıyorum.
 
Öte yandan, burada kullandığım ürünlerle ilgili yazmamın sebebi lüzumsuz alışverişe teşvik etmek değil, deneyimlediğim ürünlerle ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmaktır. Bunu yaparken de önceliği diğer blogger arkadaşlarımızın henüz incelemediği ürünlere vermeye çalışıyorum.

Peki bu listeyi neden paylaştım?
Ölmeden önce illa bu ürünleri alalım diye değil, almayı planladığımız ürünler bakımından (bir dudak kremi yahut fondöten olabilir) iyi bir referans olabilir diye denenmiş ve memnun kalınmış ürünlerden oluşan bu listeyi sizlerle de paylaşmak istedim.

İşte bu da link.

Sevgiler...

11 Mart 2014 Salı

Nuxe Contour Des Yeux Prodigieux / Göz Çevresi Kremi

 Merhabalar,

Nuxe Paris bildiğiniz üzere Fransız kökenli bir dermokozmetik markası.  Ürünlerini bitki kökleri ve bitki özlerinden oluşturan Nuxe, göz çevresi kremi dendiğinde akla ilk gelen markalardan biri.

Ben de uzun zamandır bu göz çevresi kremini kullanıyorum. Krem, ilerleyen yaşla birlikte oluşan ilk kırışıklıkları ve şişkinlikleri gidermeyi hedefliyor. 

Öncelikle nemlendirmesi çok iyi. Gece sürüyorum ve sabah uyandığımda göz çevremin  hala nemli olduğunu görüyorum. Şişkinlikler konusunda ise bir gözlemim yok. 

Kokusuna bayılıyorum. Yapısı akışkan. Pompalı şişesi oldukça kullanışlı. Bir tam basımda çıkan ürün bir kullanım için yeterli. 15 ml. ama oldukça bereketli bir ürün.

İçeriğinde yeşil çay özü, papatya özü, peygamber çiçeği suyu, bitki yağları ve vitaminler olduğu belirtilmiş. Ürün paraben içermiyor.
Kısacası göz kremi kullanmaya yeni başlayanlar için önerebileceğim bir ürün.

Sevgiler...

***********************************************************************

Hey everyone,

As you know, Nuxe Paris is a French dermocosmetic brand of which products include herbal essences. When it comes to eye creams, Nuxe is one of the first brands that comes to mind. 

I've been using this cream for a long time. It claims providing an improvement in the appearance of puffiness and wrinkless.

First of all, it's moisturizing and hydrating. It keeps my eyes hydrated until the morning, when I apply it at the night. I have no observation about its effects on puffiness. 

I love it's amazing scent. The formula is fluid. It comes in a little bottle with a pumb and one pumb  is enough for both eyes. It includes green tea extract, essential oils etc. It is paraben free.

The long and the short of it, I would recommend it, especially for the starters. 




7 Mart 2014 Cuma

Bircan'ın Renkli Dünyası'nın Çekilişi

Merhabalar,

Geç kalmış bir haber bu. Bircan'ın Renkli Dünyası blogunun sahibi Bircan arkadaşımız güzel bir çekiliş hazırlamış. Buradan görebilirsiniz...

Kendisine başarılar diliyorum...

3 Mart 2014 Pazartesi

L'oreal Paris Caresse: Mauve Cherie

Merhabalar,

Bloglarda hakkında olumlu yorumlar okuduğum bir seriydi Caresse. Ben de 102 numara Mauve Cherie rengini almıştım.

Oldukça hafif formüllü. Sürümü kolay. Renklendirmesi de hafif. Fazla kalıcı değil. Fotoğrafta daha koyu görünüyor ama aslında gül kurusu rengi. Günlük kullanıma uygun bir renk. Her tene yakışabilir gibi duruyor ama nedense kendime pek yakıştıramadım.  Bu sebeple  elimin pek de gitmediği ürünlerden oldu. 

Sizin bu seriden beğendiğiniz renkler var mı?

Sevgiler...





******************************************************************************
Hey everyone,

I read so many comments about Loreal Caresse lipsticks on blogs and I've picked No 102: Mauve Cherie for myself.

It has cremesheen formula, so easy to wear it.  It doesn't give much color but it is good for daily usage. It also doesn't last well on my lips. I can describe the color as a dusty rose. But unfortunately, I didn't like the color on my face when I applied it. 

Do you like Caresse lipsticks?



28 Şubat 2014 Cuma

Kuş mu o?

Kuş desenli ev aksesuarları, dekorasyon ürünleri benim için üretiliyor olmalı. Öyle seviyorum. (Yazar kendini kuş sanıyor olabilir.) Size de evleriniz icin kuş desenli aksesuarlar seçtim. Belki bir gün evimdekileri de paylaşırım burada. 


Mudo


Mudo'dan kuş desenli bir tabakla ve kuş formunda bir soslukla başlayalım. Limbo, Mikasa Moor gibi markaların da kuş detaylı masaüstü aksesuarları olduğunu biliyorum, ancak internet sitelerinde resimlerini bulamadığım için ekleyemedim. 







Home Sweet Home
Home Sweet Home
Home Sweet Home'un bu çerçevelerini de çok beğendim. Bir de içinde sevdiklerimizin fotoğrafları da olursa... 





Koçtaş






Belki kuşlar, bir duvar kağıdıyla gelebilir evimize... Sizler için Koçtaş'tan bu duvar kağıdını seçtim. Sanırım duvar kağıtlarına geniş bir zamanda göz atmak gerekiyor, öyle güzel desenler var ki. 





Home Sweet Home




Kuş desenli kırlent ve dekoratif yastıklarda bolca mevcut. Örneğin Home Sweet Home marka bir kırlent... 







English Home






English Home'da  kuş figürlü bir ferforje havluluk...











Son olarak kuş denince hangimizin aklına gelmez bereket kuşları... Rengarenk, sıra sıra, pullu boncuklu... İşte size English Home bereket kuşları. Bu kuşlar mis gibi kokulu ayrıca...






27 Şubat 2014 Perşembe

Barbara Bort Pura Dengeleyici Jel : Pura Sebum Re-Balancing Gel

Barbara Bort'un Pura serisinden, bu nemlendirici. Su bazlı olduğu için oldukça hafif. Yağ bazlı ürünleri kullanmaktan pek hoşlanmadığım için bu nemlendiriciyi çok sevdim. Her cilt tipine uygun. Özellikle yağlı cilde sahip olanların dengeleyici özelliğinden dolayı  çok seveceğini tahmin ediyorum.  

kurbağa yeşili renginde...adeta bir merhem.

Bu nemlendiricinin içinde salatalık, dulavratotu ve hamamelis özleri ile   hintyağı  ve A vitamini bulunuyor.

Hamamelis yağı, cildi güçlendirici ve ciltte oluşan yaraların iyileşmesini hızlandırıcı etkisi olan bir yağ. Aynı şekilde dulavratotu da ciltte iyileştirici  özelliği ile bilinir. Ben de   sivilce izlerim üzerinde bu kremin etkisini gördüğümü söyleyebilirim.  

Ciltte emilimi uzun sürmüyor. Ama makyaj öncesi kullanacaksanız iyice emilmesini beklemenizi öneririm. Cildi ferahlatıyor. Kokusuna  ise bayılıyorum. Sırf kokusu için bile bu üründen vazgeçemeyeceğimi düşünüyorum. Cam kavanoz ve altın detaylı kapağı ile ambalajı da çok şık. 

Bitti, yeniden aldım. Bu da bitince tekrar alırım diye tahmin ediyorum. 


Barbara Bort Pura serisininin yüz temizleme jeli ile ilgili yorumlarımı daha  önce paylaşmıştım, okumak isteyenler için burada.


Siz bu markayı denediniz mi?

************************************************************************


Barbara Bort sebum re-balancing gel is a water-based moisturiser gel.  It is quite light and suitable  for any skin type. But it is recommended especially for oily skin thanks to its stabilizing and balancing feature. It contains hamamelis virginiana, cucumber, burdock extracts, castor oil,  and vitamin A.  Hamamelis virginia speeds up the healing process of the skin.  The burdock extracts is also good for skin problems. 

It doesn't took a long time to absorb. But before the make up, you must let your face to absorb it. It is refreshing and sweetscented.  I would buy it again and again just for it's scent.  I also like the luxurious jar. 

  
I've reviewed Barbara Bort- Pura Balancing Foam Cleanser before right HERE.






23 Şubat 2014 Pazar

SADE VE DERİN / DEEPTONE

Blogger arkadaşlarımızdan sevgili DeepTone'a ait bir kitabı tanıtacağım bugün sizlere: Sade ve Derin.
Kitap 163 sayfa. İkinci Adam yayınlarından.  Gri bir kapağı var, fırtınaları anlatan. 

İçindeki yazıları sekiz kategoriye ayırmış yazar: Sanat, Aşk, İnsan, Yaşam, Gelişim, Mevsimler, Tarih, Denemeler.

Her kategoride onar tane yazısı var Deeptone'un, tıpkı blogundaki yazıları tarzında.  

Ben böyle denemelerden oluşan kitapları baştan sona sırasıyla değil de, rastgele açıp bahtıma çıkanı okumayı sevmişimdir hep. 

Arkadaşımızın bu güzel kitabını da açıp açıp okuduğumda; kah benzer düşünceler taşıdığımızı gördüm, kah  gülümsedim, kah düşündüm. Yazım dilini ve kelime oyunlarını beğendim. 

Fikir edinmenizi sağlamak adına kitabın arka kapağından bir bölüm yazalım:

"Yaptığımız her şey yırtılırcasına gerçek olmalı. Çığlık çığlığa. Yazacaksak iç organlarımızı parçalarcasına yazmalıyız, derimizi soyarcasına.. Okurken de yazarla savaşmalıyız. Öfkelenmeliyiz ona. Ona ter döktürüp sonra teslim olmalıyız. Okuduktan sonra da, yazdıktan sonra da, yaşarken de dünyaya tekrar dönmek zor olmalı."

Kendisini tebrik ediyoruz ve eserlerinin devamını diliyoruz.

Ben okumaya devam ediyorum, sizler de okuyor musunuz?


21 Şubat 2014 Cuma

John Frieda Brilliant Brunette Liquid Shine Shock Perfecting Glosser/John Frieda Kahve Tonlarındaki Saçlara Özel Şok Parlaklık

Saçlarımın daha parlak görünmesi için arayışa girdiğim bir dönemde denedim John Frieda'nın bu ürünü. Adından da anlaşılacağı üzere kahverengi saçlar için. Saçlar nemliyken ya da kuruduktan sonra kullanılabiliyor. 



Saçlarıma şok parlaklık kattığını söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Bu tarz ürünlerin yapabileceği kadar yapıyor bu parlatma işini. Belki de bu, saçlarımın oldukça koyu renkli olmasından kaynaklanıyordur.

Öte yandan özellikle kuru saça uygulandığında saçlarımı ağırlaştırdığını düşünüyorum, bu yüzden de pek kullanmadığım ürünler arasına girdi.

Ürün 75 ml ve sanıyorum şu anki fiyatı 30-35 TL. İndirim sitelerinden daha uygun fiyata almak mümkün.

Daha parlak saçlar için siz neler kullanıyorsunuz?








******************************************
I was looking for something that will make my hair brighter. Then I decided to try John Frieda Brilliant Brunette Liquid Shine Shock Perfecting Glosser for this.It is for brown and black hair. It can be  applied to wet or dry hair.

Unfortunately it doesn't perform a miracle. It is not better than similar products. And also it made my hair heavier, so I don't prefer to use it anymore.

Do you use this glosser or something else for shiny hair?





16 Şubat 2014 Pazar

Clinique Online Alışveriş

Geçen hafta Clinique'in online alışveriş sitesinden Cream Shaper for Eyes serisine ait Black Diomand adlı göz kalemini satın aldım.
Doğrusu çok karlı bir alışveriş oldu, çünkü gördüğünüz diğer üç ürün hediye. Tam boya yakın olan Chubby stick intense ruj, Clinique'in sevgililer günü hediyesi. Diğer ikisini ise testerlar arasından ben seçtim. All about eyes rich göz  çevresi kremi 5 ml., Moisture surge intense nemlendirici ise tam 15 ml.  Kısacası, ürün hakkında fikir sahibi olmamız için yetecek hatta artacak kadar bol miktarda testerlar bunlar.
Kremler hakkında yorum yapmak için bir müddet daha kullanmam lazım malumunuz. Ama göz kalemi içindeki gri ışıltıları ve mükemmel yapısıyla tavsiye edilir. Zaten Clinique'in bu serisindeki kalemleri çok beğenerek kullandığımı daha önce de burada yazmıştım.
Chubby stick intense rujun rengi: Mightiest maraschino.  Pembemsi bir kırmızı. Denemedim ancak dıştan rengini çok çok beğendim.  Ama bu tonlarda rujlarım olduğu için kullanıp kullanmamak konusunda kararsız kaldım. Belki bir yakınıma hediye edebilirim.
Öte yandan siparişi verdiğim gün kargoya verilmesi, kargonun ertesi gün elime ulaşması da benim için bu alışverişi sorunsuz kılan unsurlardan oldu.
Kargo ücretsiz ve iki adet tester ürün seçebileceğiniz bir Clinique alışverişi yapmak isterseniz bir göz atın derim.
Sevgiler.

13 Şubat 2014 Perşembe

Paşabahçe Gül Kolonyası

Gül kokan herşeyi çok seviyorum. Kolonya olur, parfüm olur, oda parfümü olur. Olur yani.

Paşabahçe'nin bu Gül Kolonyasını da çok sevdim. Paşabahçe mağazasında herkesin zevkine hitap edecek en az bir ürün vardır zaten. 

Cam şişesi sade ve vintage tarzda. Koku hafif. Keza karton kutusu bile sevimli.

Büyük boy sanırım 20 TL idi. Ben 9 TL olan küçük boyunu aldım. Hem sevimli hem de çantaya atılabilir. 

Bu arada bu kolonyayı aldıktan sonra denediğim English Home Gül Kolonyası'nda da aklım kalmadı değil. 

Siz kolonyalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

12 Şubat 2014 Çarşamba

Bioderma H2O vs. Garnier Göz Makyajı Temizleyici

Garnier göz makyajı temizleyicisi mi Bioderma ile yarışacak diye düşünüyor olabilirsiniz. Öyleyse beni iyi dinleyin genç hanımlar. Öncelikle her iki ürünü de uzun sürelerle kullandım. 

Esasında Bioderma'nın "su" oluşu, beni çeken. Çünkü yağ bazlı veya çift bazlı makyaj temizleyicilerini sevmedim sevemedim. Garnier Göz makyajı temizleyicisi de içerisinde yağ barındırmıyor. Ve ben sadece göz makyajı için değil, tüm makyajı temizlemek için kullanıyorum.

Bu iki ürünün temizleme performansları arasındaki farkı görmek istedim. Makyajımın yarısını Bioderma ile diğer yarısını ise Garnier ile iyice temizledim. Daha sonra temiz pamuğa aldığım Bioderma ile Garnier'i sildiğim tarafın üzerinden geçtim. Aynı işlemin tersini de yaptım. Sonuç bana Garnier'in hemen hemen Bioderma kadar iyi temizlediğini gösterdi. 

Bioderma makyajı silmedeki başarısıyla olduğu kadar temiz içeriğiyle de gönlümüze taht kurdu.  Garnier'in içinde ise maalesef paraben var. Bununla birlikte, Garnier'in göz yakmaması, cildi kurutmaması, parfüm-alkol içermemesi suya dayanıklı makyajda bile başarılı olması gibi sebeplerle gayet başarılı bir ürün olduğunu söylemem gerekir. Üstelik Bioderma H2O'ya göre oldukça ucuz.

Velhasıl-ı kelam denemenizi öneririm.

Aranızda bu ürünleri kullananların yorumları nelerdir, öğrenmek isterim.


10 Şubat 2014 Pazartesi

Nuxe Kuru Yağ

Bu ürün ve simlisi üzerine çok yazıldı çizildi. Ama ben de iki kelime yazayım dedim.

Çok amaçlı bir ürün olan bu kuru yağ, hem ciltte hem de saçta kullanılabiliyor. Ciltte emilimi kolay ve hızlı. Kuru yağ denmesinin sebebi de bu zaten. Öte yandan, parlaklık vermesi ve yumuşatması için saç uçlarında kullanılabileceği gibi tüm saçta bekletilerek saça bakım da yapılabilir. Her ikisini de denedim. Saç rengim koyu olduğundan olsa gerek, saç uçlarıma sürdüğümde yağlı bir görünüm oldu. Saç bakımı için kullandığımda ise saçlarımı yumuşattığını söyleyebilirim.

Kokusu bana esansları hatırlatıyor, bayılmadım ama rahatsız da olmadım. Birkaç kez ellerime püskürterek ve yağın fazlasından kurtularak kalanı yüzüme sürdüm. Herhangi bir hassasiyete, sivilceye  yol açmadı. Cildimi yumuşacık yaptı.

Kendisini vücut nemlendirmesi için kullanıyorum ve bu anlamda da memnunum. Ambalajı çok şık ve kullanımı kolay. 

Tüm bunlara rağmen mutlaka edinilmesi gereken bir ürün olduğunu da düşünmüyorum.  Simli olanı vazgeçilmez bir ürün olabilir ama bu değil. 

Siz bu ve başka kuru yağlar hakkında ne düşünüyorsunuz?



7 Şubat 2014 Cuma

Sevilecek Şiirler: Cemal Süreyya/Bir Çiçek

Sanat eseri mi önce gelir, sanatçı mı diye düşünürüm bazen. Bazı eserler vardır ki, tek başlarına sahiplerinin bir adım önünde dururlar. Bazı sanatçılar ise her ne üretse değerlidir, sırf o elin/düşüncenin/bakış açısının eseri oldukları için. Düşünüyorum bunları, çünkü önce şairden mi şiirden mi başlamalı bu tarz yazılara bilemiyorum.


Gelin bu kategorilere sığdıramayacağımız bir büyük şairin, Cemal Süreyya'nın şiirlerinden birini seçelim bugün. Seçmekte zorlanacağız besbelli. Akla ilk gelen "Üvercinka" ya da "Keşke yalnız bunun için sevseydim seni." dizesi ile biten şiirler dizisi.  "Balzamin" var bir de, hani şu bazı çiçeklerin andırdığı el kadar kadın. 
            

Şairin de dediği gibi, birini yazsak ikincinin hatrı kalır. İkinciyi yazsak üçüncünün boynu bükük. Ama...




Bir Çiçek

Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.         





6 Şubat 2014 Perşembe

Lush-Sultana of Soap

Gerçekten sabunların sultanı mıdır  bilinmez ama kendisini çok sevdik biz.


meyve parçacıkları görünüyor.
İçinde kuşüzümü, yabanmersini, kayısı ve bergamot yağı var. 

Kokusu temizlik hissi veren ve güzel bir koku. Banyoyu yahut nereye koyduysanız orayı kaplıyor. Kullandıktan sonra birkaç saat kendinizden de alıyorsunuz o güzel kokuyu. 

Yapısı çok kremli. Bu nemlendirme özelliğinin yüksek olduğunu gösterdiği gibi çabucak biteceği anlamına da geliyor. Kullanım süresi birçok Lush ürününe göre uzun: 1 yıl.

Sıradaki hedefim "Honey I washed the kids". Zaten Lush'a girince insan herşeyi almak istiyor. Ayrıca Lush da ürünlerini hayvanlar üzerinde test etmeyen markalardan. Ambalajları geri dönüşümlü. Ürünleri de taze. Daha ne olsun.

100 gramı 13 TL. Bence biraz pahalı.  Sanırım en az 100 gram alınabiliyor. 

Kullananlarınız ne düşünüyor?

*********


I don't know whether it is "sultana" of soaps or not, but I love it. It includes black currants, cranberry, apricot kernel oil and bergamot oil. It has a nice and clean scent. I can smell it on my skin for hours after I have used it. Also bathrooms and rooms hold the scent. 

It's so creamy and moisturizing, that's why it melts faster. I want to try "Honey I washed the kids" as soon as possible. 

Additionally, Lush products are not tested on animals, recyclable and fresh. Yes, It is expensive but it is worth it. 

What do you think about it? 


24 Ocak 2014 Cuma

Organix Şampuanlar

Kullandığım şampuanlar arasında en memnun kaldıklarım kesinlikle Organix şampuanlar. Kısa vadede merak ettiğim başka ürünleri deniyorum ama uzun vadede kullanacağım şampuan sanıyorum ki Organix'tir.

İki farklı çeşidini kullandım: Keratin Oil Kırılma Engelleyici Şampuan ve Macadamia  Oil Hidrasyon Sağlayan Şampuan. Genel özelliklerini sıralamak gerekirse: Organix şampuanlar paraben ve sülfat içermiyorlar. Kokuları muhteşem ama fazla kalıcı değil.  Ambalajları çok sevimli. Hayvanlar üzerinde test edilmiyor. 

Ayrı ayrı incelemek gerekirse:


1. Macadamia  Oil Hidrasyon Sağlayan Şampuan:

Saç tipiniz kuruysa muhakkak deneyin. Gerçekten saçları iyi nemlendiriyor ve yatıştırıyor.Ancak benim saçlarımda yağlanma süresini kısalttı, bu sebeple ikincisini almayarak saçım için daha uygun bir Organix ürün arayışına geçtim. Ama yine de bu ürünün saçlarımı yumuşattığı, iyileştirdiğini  ve uzama hızını arttırdığını düşünüyorum. İçeriğinde Makadamya meyvesi yağı var. Kokusu, en güzel şampuan kokusu olabilir. Bir de kalıcı olsa.
 

2. Keratin Oil Kırılma Engelleyici Şampuan:

İşte bunun ikincisini aldım. Bunu ölçmek çok zor, bu yüzden yanılıyor olabilirim ama saç kırılmalarını azalttığı izlenimine kapıldım. İçeriğinde Argan yağı da var. Kokusu yine çok güzel, böyle elma, vanilya ve biraz da tarçın var gibi. Öte yandan, ardından saç kremi kullanmak gerekebilir. Saçları daha hacimli gösteriyor.

Organix şampuanları eczanelerden ya da internet üzerinden alabilirsiniz. 385 ml. ve fiyatı 30-40 TL.

Aranızda bu ürünleri kullananlar var mı?

21 Ocak 2014 Salı

Avon top allık/bronzer

İlk aldığım allıklardan biriydi bu. Epey önce aldığım bir ürün olduğu için şu anda var mıdır, varsa kaç liradır haberim yok. Ama aynısı yoksa da benzeri vardır diye düşünüyorum. 


Kahve-bronz renginde olan bu allık/bronzer içerisinde 3 ayrı ton topçuk bulunuyor. Krem, somon ve kahverengi. Hafif ışıltılı. Bronzlaştırıcı olarak da kullanımı mümkün. Keyfime göre 3-5 tane topçuk ezip kullanıyorum, böylece fırçaya renk daha iyi geliyor. Yine de pigmentasyonu az. Ve kalıcı değil ne yazık ki. Bu sebeple de rengi çok sevmeme rağmen çok kullanmadığım bir ürün.

Sizin kullandığınız Avon allık var mı?

20 Ocak 2014 Pazartesi

Dermomarket Alışverişi

Dermomarket zaman zaman alışveriş yaptığım sitelerden biri. Siparişi aldıkları gün ürünleri kargoya veriyorlar, ürünleri güzelce sarıp sağ salim gönderiyorlar ve ürünlerin yanına tester koymayı da ihmal etmiyorlar.


Son alışverişimde Organix şampuan ve Burt's Bees yüz temizleme jeli aldım. Organix şampuan daha önce de kullandığım ve bildiğim bir üründü. Bu yüzden muhtemelen yakında yazısı gelecek.

Burt's Bees ise uzun zamandır denemek istediğim bir temizleyici idi.  La Roche Posay Effaclar yüz temizleyicisi biter bitmez buna geçeceğim. İlk izlenim olarak beklediğimden daha küçük bir şişe içerisinde olduğunu ve kokusunu hiç ama hiç sevmediğimi söyleyebilirim. Ama yeterli süre kullanmadan yorum yapmak doğru olmaz.

Aldığım ürünler yanında tester olarak, John Frieda şampuan, saç kremi, serum ile Mustela pişik kremi göndermişler. Bebeğim olmadığı için bu pek işime yaramayacak. Testerlar için de ayrıca teşekkür ediyorum.

Şampuan 385 ml. Fiyatı 30.40 TL.
Burt's Bees Temzileyici 175 ml. Fiyatı 57.60 TL.

Dermomarkette 99 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo ücretsiz.



19 Ocak 2014 Pazar

İhsan Oktay Anar'ın Yeni Kitabı: Galiz Kahraman

Cumartesi günü kitaplara bakınmak için bir kitabevine girmiştim. İhsan Oktay Anar'ın kitaplarının olduğu reyona geldiğimde yeni bir kitapla karşılaşacağımı düşünmüyordum. Çünkü İhsan Oktay Anar yeni kitabını sabırsızlıkla beklediğim tek yazardı, kitabı çıkacak olsa muhakkak haberim olurdu ve en son kitabı Yedinci Gün'ün üzerinden çok az zaman geçmişti. Yani ben böyle düşünüyordum.


İhsan Oktay Anar'ın yeni kitabı
O yüzden "Galiz Kahraman" gözüme çarptığında şaşkınlık ve mutluluğu aynı anda yaşadım. Bu duyguyu en son - çok yoğun çalıştığım bir dönemde -  günlerden pazartesi olduğunu düşünürken cuma olduğunu öğrendiğimde yaşamıştım.

Genelde kitaplarımı sahaflardan alırım.  Hem ikinci el kitaplara, içlerindeki notlara, yıpranmışlıklarına sempati duyduğumdan; hem de bir kitap fiyatına 2-3 kitap aldığımdan. Ama okumak için bu kitabın sahaflara düşmesini bekleyemezdim. Çünkü yazarın diğer altı kitabını da okudum.  Her biten kitabının ardından sabırsızlıkla yenisini bekliyorum. Henüz hiç tanışmadıysanız sizin de "Puslu Kıtalar Atlası" ile başlamanızı tavsiye ediyorum. Zaten gerisi gelecektir.

Kitabı okuyup daha ayrıntılı açıklamalar yapacağım. Öte yandan bir an önce İhsan Oktay Anar hayranlarını da Galiz Kahraman'dan haberdar etmek istedim. 

Ben başladım okuyorum, ya siz?


16 Ocak 2014 Perşembe

We must talk about HC Complex.

Selamlar ve sevgiler, sayın seyirciler...

Bugün sizlere  bir saç ürünü hakkında yazıyorum: HC Hair Care Complex.. Bu bir saç bakım yağı. Dökülmeyen, hızlı uzayan ve sağlıklı saçlar vaad ediyor. 

Ürünün içeriğinde susam yağı, zeytinyağı giibi doğal yağlar ve vitaminler var. Bir sürü birşey var işte şimdi tek tek sayamayacağım. 

Ben bu ürünle kuaförümün tavsiyesi üzerine tanıştım. Ürünün talimatına göre en az haftada bir kullanmam gerekiyordu ama ben bu rutine pek uyamadım. Malum saçları yağlamak, beklemek, temizlemek çok kolay olmuyor. Ama ve lakin bu düzensiz kullanımda bile çok faydasını gördüm. Yok efendim saç dökülmem kesildi, yok efendim zinhar dökülmüyor diyemem.  Dökülmenin azaldığını söyleyebilirim ama. 

Gelelim ben bu ürünü neden çok sevdim:  kullandıktan sonra bir farkettim ki minik minik saçlar çıkmış başımda ki ilk kez yaşıyorum bunu. Ayrıca düzleştirici kullanmaktan yıpranan saçlarımın toparladığını ve parlaklaştırdığını hissediyorum.. 

Kokusu beni çok rahatsız etmedi, susam yağı, badem yağı falan gibi kokuyor ve yıkamadan sonra biraz alabiliyorsunuz o kokuyu saçınızdan. Ama saçı ağırlaştırmıyor. Hele hele saçımın yağlanma süresini kısaltmadı. 

Kısacası tekrar alırım, herkese de gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.  Fiyatı kendi sitesinde 45 TL.

Sevgilerimle....

Follow my blog with Bloglovin

14 Ocak 2014 Salı

Yürüyen Şato / Howl's Moving Castle

Anime filmleri çok seviyorum. Çocuk ruhuma hitap ediyor. Ama fantastik öğelerin yanında farklı bir romantizm var bu filmde.


işte o şato.
Kötülükler Cadısı'nın bir büyüsü yüzünden bir anda yaşlı bir kadına dönüşmüş Sophie'nin yolu, yakışıklı ve karizmatik büyücü Howl ile kesişir. Sophie garip şatosunda çalışırken, Howl acımasız bir savaşı önlemeye çalışmaktadır. Zamanla karakterler arasında benzersiz bir aşk doğar. Sophie öyle sabırla ve şefkatle sever ki, sevdikçe gençleşir sanki. Howl'ın aşkı ise -kalbi  yerinde olmadığı için- mucizedir aslında. 

Sanırım Miyazaki'nin en sevdiğim çalışması bu. İlk izlediğimde "Bana ne işte, ben de Howl istiyorum" demiştim. Hele o Yürüyen Şato. Kim istemez ki, her defasında başka bir yere açılan o kapının ardında papatya tarlası bulmayı. Howl'un Sophie'yi gökyüzünde uçurduğu sahnede kıskandığımı, Sophie'nin yaralı Howl'un boynuna atladığı (ve aslında daha birçok) sahnede ise  ağladığımı itiraf etmeliyim.


O da ne! Korkuluk yok bu resimde.
Uzun yazılar yazmayı nedense beceremiyorum. O yüzden kısaca savaş, aşk, insani ilişkiler üzerine bu naif eseri izleyin diyorum. 

Sizin de tavsiye edeceğiniz filmler var mı?






Follow my blog with Bloglovin

Blog Deposu Yarışması 2014

Farklı blogları keşfetmeye olanak sağlayan blog deposu bir yarışma düzenliyormuş. Hangi tarihlere kadar katılımın mümkün olduğu ya da oylamanın nasıl yapılacağına ilişkin bir bilgiye ilandan ulaşamadım. Ama merak edenler ve katılmak isteyenler için ilan burada.

Kolaylıklar...

13 Ocak 2014 Pazartesi

Kedilerin Dili / The Language of Cats and Other Stories

Fantastik kitaplara bayılırım. Öykülere de.  20 fantastik öyküden oluşan bu kitabı, adını okur okumaz sevdim. Kitabın kendisi de beklentimi boşa çıkarmadı. Yazar Spencer Holst, esprili bir anlatımla kısa ve modern masallar anlatıyor bize.

kapak resmi yazarın eşine ait imiş.
Öyküler içerisinde en beğendiklerim; Zebraların Öykücüsü (Zebra Storyteller) ve kitaba adını veren Kedilerin Dili (The Language of Cats). Kitabı okumayacaksanız bile bu iki öyküyü mutlaka okuyun derim. 

Zebraların Öykücüsü, neden yüzyıllardır masallar ve öyküler anlattığımızın alternatif bir cevabı bence. "Sanat toplum içindir" diyenlerdensiniz, sohbetlerinizde tezinizi kuvvetlendirecek mükemmel bir örnek olacaktır. "Sanat sanat içindir" diyenlerdenseniz de bu öyküden zevk almaya bakın.

Kedilerin Dili'ne gelirsek, o çok çılgın bir mesele. Zihinsel telepati, kozmik güçler ve benzeri hakkında konuşup duran deli Siyam kedileri, kedilerin dilini öğrenen bir bilim adamı. 

Yazıma kitabın ithafında yer alan cümle ile son vermek istiyorum: "Yüksek sesle okuyan birine ve onu dinleyen birine ithaf edilmiştir bu kitap. Ama böyle bir çifte, zaten tüm edebiyat ithaf edilmiştir."

Siz bu kitabı okudunuz mu?


11 Ocak 2014 Cumartesi

English Home Kokulu Çubuk

English Home, en beğendiğim ev tekstili ve dekorasyonu markalarından biri.  Fiyatları da muadillerine nazaran daha uygun olduğu için girince çıkmak istemiyor insan. O floral desenler, o pastel renkler... Nevresimi, şamdanı, masa örtüsü, peçetesi hemen herşeyi zevkime uygun. 

Mediterranean, English Home mağazalarında buram buram kokan bir koku var ya, hah işte o. Akdeniz bitkileri olarak tanımlanmış. Hoş ve zarif bir koku. Kutuyu açtığınız andan itibaren her yeri kaplıyor. 

Çubuklar kokunun yayılmasında başarılı bir araç. Arada bir çubuklar ters çevrilerek esanstan daha fazla verim alınabilir. 1,5 - 2 ay kadar dayanacak gibi duruyor ama bunu ürün bitmeden bilmek mümkün değil.

Çiçekli buzlu camdan oluşan şişesi, kurdelesiyle birlikte çok şirin. Gelgelelim her mekanın dekorasyonuna uygun olmayabilir.  

Ürün fiyatı 19.90 TL. Kesinlikle denemenizi öneririm. 

Siz English Home ürünlerinden hangilerini beğeniyorsunuz?



Follow my blog with Bloglovin